DIŞ ÜLKELERDE YAPILAN YATIRIMLARDAKİ HATALAR
Ülkemizin gelişmişlik düzeyinin yükselmesi, değişen siyasi coğrafya ve ülkemizdeki bazı sektörlerdeki ekonomik sıkıntılar şirketlerimizi ve bireysel yatırımcılarımızı dış ülkelere yöneltti.
Önce inşaatçılarımız uluslararası piyasaya açıldılar. Libya’da kazanılan deneyimlerden sonra Orta doğu ülkelerinde alınan ihaleleri Rusya’da kazanılan ihaleler izledi. İnşaat firmalarımız Dünyanın her tarafında iş yapıyorlar. Bu alanda dünyada ilk dörtteyiz. İlk 250 firma içinde 43 müteahhit Firmasıyla ikinci sıradayız. Birinci 65 firmayla Çin, ikinci sırada 32 firmayla ABD bulunuyor. Ancak 2015 yılı rakamlarına göre 521 milyarlık bu pazardaki payımız aynı değil. Pazarın %5.6’sına hâkimiz. İlk sırada %17.2 ile Çin yer alıyor. %14.7 ile İspanya ikinci, %11.4 ile ABD üçüncü sırada yer alıyor. Ülkemiz dördüncü sırada.
Sonra Osmanlı coğrafyasındaki Balkan ülkelerine yöneldik. Gerek kültürel bağlar, gerek Osmanlı bakiyesi Türk ve Müslüman azınlıklar doğal bir kültür köprüsü oluşturuyorlardı. Sanayi ve ticaretteki gelişmişlik düzeyimizle Balkan ülkelerine birçok alanda önder olduk. Türk şirketleri Arnavutluk’tan Romanya’ya; Bankacılıktan, şişe cama; fırıncılıktan, konfeksiyona; inşaattan tavukçuluğa, her alanda yatırım yaptılar. Balkan ülkelerin sırayla AB’ye üye olması firmalarımız için bu ülkeleri köprü haline getirdi. Yatırımcılarımız bilgi birikimi Balkan ülkelerindeki ekonomik gelişmeyi olumlu yönde etkiledi. Bizim AB’ye üyeliğimiz mi? Gelmez ayın son çarşambasında. Ayrıca üye olmamız gerekiyor mu? Bence hayır. Bölgesel büyük devlet olduğumuzu; Büyük bir imparatorluğun mirasçısı olduğunu unutmamamız gerekiyor. AB’ye üyeliğimizi Fransa halkına soracak da biz niye kendi halkımıza sormuyoruz.
Dışa açılmamız orta doğudan sonra Kafkasya ve Orta Asya ile devam etti. İnşaat sektörü dışında bazı alanlarda bilhassa tekstilde, ,gıdada firmalarımız, yatırımcılarımız hayal kırıklığına uğradılar.
Kendi deneyimlerimin ışığında en çok rastlanan sıralayacağım. Hataların en başında yatırım yapılacak ülke hakkında yetersiz bilgi edinilmesi ve kulaktan dolma bilgilerle ülkelere gidilmesi geliyordu. Bilhassa arkadaşım, tanıdığım şu alana yatırım yaptı, bende yapayım. Komşum şu makineyi aldı bende bir fazlasını alayım anlayışıyla sanayiciliğe atılmış insanlar/firmalar bugün alışkanlıklarını değiştirmeden komşum şu ülkeye gitti, bende gideyim anlayışında.
Şu anda dış yatırım için moda Mısır. Yeterli iş gücü var mı? Enerji şimdilik ucuz bulunuyor ya yarın? Su yeterli mi? Mısır’da ürettiğin malı ABD’ye satmak için mal bedelinin yüzde on üçü kadar İsrail’den malzeme almak zorundasın Yani bir çeşit vergi ödüyorsun. Kotalar kalktığında bu yatırımların bir cazibesi kalacak mı?
Konuyu toparlarsak bir ülkeye yatırım yapmak istiyorsak;
1- Ülkenin yatırım mevzuatını, verdiği teşvikleri iyice öğrenmeliyiz. Firmanın o ülkeden bir avukatı olmalı. Yatırım yapılacak ülkedeki Ticaret Ateşimizden ve yatırım yapılacak ülkenin ticaret ateşelerinden bilgi almalıyız.
2- Yatırım yapılacak ülkedeki enerji maliyetleri ve yeterli enerji olup olmadığı anlaşılmalı. Ülke içinde enerji açısından bölgesel yetersizlikler, sıkıntılar olabilir.
3- İş gücü maliyetleri iyi analiz edilmeli. Şu anda dünyanın hiçbir yerinde 20-30 dolara kalifiye işçi bulmak mümkün değil. Kalifiye işçi heryerde pahalıdır. İş gücü açısından da dünya globalleşti. İnsanlar çok para kazanacakları yerlere ülke içi / ülke dışı göç ediyorlar.
İş gücünün maliyeti yanında bulunabilirliği de önemli bir konu. Yatırım yapılacak ülkenin her yerinde bilhassa kırsal kesimlerde nitelikli iş gücü bulmak mümkün olmayabilir.
4- Fabrikanın yer seçimi çok önemli. Türk Cumhuriyetlerde yapılacak yatırımlar için büyük kentler ve sanayi için kurulmuş yerleşim bölgeleri tercih edilmeli
5- Yer seçiminde bölgesel yatırım ve teşvikleri bulunup bulunmadığı diğer faktörler göz önünde bulunarak iyice incelenmeli. Bazen teşviksiz bölgelerdeki merkezler enerji ve iş gücü açısından daha cazip olabilir.
6- Türkiye’deki alışkanlıklar terk edilmeli. Ülkemizde arıtma çoğu sanayici için problem değil. Her türlü zehirli atık içeren suları en yakın kanala, dereye, nehre akıtmak serbest. Yatırım amacıyla gidilen ülkelerde “rüşvet” yaygınsa da bulunduğum ülkede şu ana kadar tanıdığım hiçbir yatırımcı bunu başaramadı. Bildiğim hiçbir boyahane arıtmasız çalışamadı.
7- Pazar araştırması yatırım başlamadan yapılmalı. Yatırım yapılacak ülkenin çevre ülkelerle olan gümrük indirimleri ( AB, Rusya ve Türkiye ile ) incelenmeli. Türk Cumhuriyetlerinde yapılacak yatırımlar için Rusya ( 280 milyon ) ve çevresi ( 70 milyon ) 350 milyonluk gelişen / büyüyen bir Pazar.
Rusya ve hinterlantındaki ülkelerin ürettiği petrol, doğalgaz, altın ve diğer madenlerden sattıkları pamuk ve gıda maddelerinden elde ettikleri gelirler artmış; Bu ülkeler hızla alt yapılarını yenilemeye başlamış hızla yeni okullar, konutlar, hastaneler yapılmakta; yeni fabrikalar kurulmakta .Yatırımcılar bu pazarı göz ardı etmemelidirler.
Kısaca toparlarsak;
1- Doğru yatırım alanı
2- Doğru ülke
3- Yatırım yapılacak ülkenin konumu; çevre ülkelerle ekonomik ve siyasi ilişkileri
4- Yatırım yapılacak ülkenin yatırımcıya sağladığı genel ve bölgesel teşvikler
5- Yatırım yapılacak bina ve arazinin kolayca bulunması.
6- Enerji fiyatları ve enerji temininin problem olmaması.
7- İş gücünün ucuz olması, nitelikli iş gücünün kolayca bulunabilmesi.
8- Bankacılık sektörünün gelişmiş olması; para transferlerinde problem yaşanmaması, Türk Bankası varmı?
9- İletişim kolay olması. Telefon, faks, internet kullanımının yaygın olması
10- Türkçe bilen çalışanların kolayca bulunabilmesi
11- Türkiye’yle kültürel yakınlık
12- Pazara ve Türkiye’ye nakliyenin kolay olması
13- İç pazarın durumu
14- Devlet görevlilerin yatırımcılara karşı tavrı .
15- Ve en önemlisi bu projeyi yönetecek deneyimli bir lider.
Bu listeyi daha da uzatmak mümkündür.
Kısacası iyi Pazar araştırması, iyi plan, iyi yer seçimi, iyi bir lider