GenelMakaleler

MODA-ÇEVRE -TÜKETİLMEYEN ÜRÜNLER VE İSRAF

Tekstil ürünleri çok ucuzladı. Geçmişte az sayıda tüketiciye hitap eden markalar politikalarını değiştirdiler ve geniş kitleler için ucuz ürünler ürettiler. Az sayıda mağazada müşterileri ayaklarına beklerlerken daha sonra zincir mağazalarla tüketicilerin ayaklarına gittiler.

İnternet yaygınlaşıp, ticaret için kullanımı keşfedilince ardı ardına kurulan satış siteleri artık istediğiniz ürünü size değiştirme garantisiyle göndermeye başladılar. Salgın süreci bu sitelerin satışlarını arttırdı.

Globalizm, “Tükettiğin Kadar Varsın” kavramını her türlü iletişim kanallarıyla insanların beynine yerleştirirken, modacılar da geri kalmadı. Yeni bir kavram yarattılar, “Fast Fashion” yani “Hızlı Moda”.

Moda sürekli değişecek, insanlarda değişen modaya uymak için sürekli alışveriş yapacak. Aldığımız kimi giysiler, bırakın eskimeyi giyilmeden atılıyor. 2005 yılından bu yana satın alınan ürünlerin kullanım süreleri %36 azalmış. Bu da 96 milyon ton atığa tekabül ediyor. Üstelik bu miktarın neredeyse %90’ı pamuklu kumaşlar.

En fazla su tüketilen sektörlerden başında tekstil geliyor.  Pamuk, yüksek miktarda su tüketen bir ürün.  Bunun dışında dünyada ekilebilir alanların %5’inde pamuk ekimi yapılırken, zirai ilaçların %25’i bu alanda kullanıyor.

Üstelik pamuk ekilen topraklar aşırı ilaç ve gübre kullanımından ötürü yavaş yavaş kanser oluyor. Pakistan ve Hindistan gibi, uzun yıllar nehir sulaması yapmış büyük pamuk üreticileri, bugün hem topraklarında tuzlanma hem de yer altı sularında çok keskin düşüşler yaşıyor. Özbekistan ve Türkmenistan arasındaki Aral Gölü şimdi kuruyor. Aral Gölü’nün Marmara Denizi’nden 6 kattan daha büyük olduğunu düşünürsek eskitmeden ve giymeden attığımız giysilerin faturasının büyüklüğü daha iyi anlaşılır.

Sulama ve gübrelemenin zararı dışında pamuğun giysiye dönüşümü esnasında da aşırı su ve kimyasal tüketilir.

Bir kilo pamuklu giysi için yaklaşık 70-100 ton su harcanmaktadır.  Ortalama bir tişört için gereken 250 gramlık pamuğu üretmek için 2 bin litre su harcanıyor. Tabii bir de boyama, yıkama gibi süreçlerde giden su var. Jean pantolon üretiminde sadece yıkama için bir ton ürün başına 70 ton su gerekiyor.

Daha az su kullanmak için çalışmalar yapılıyor ama yeni teknolojilerin yayılması yavaş.

Amerika ve Avrupa gibi ülkeler “Teknolojik Tekstil” üretimi dışındaki tekstili Türkiye, Çin, Hindistan, Pakistan, Bangladeş ve Hindiçini ülkelerine bıraktılar. Böylece hem tekstilin yarattığı kirlilikten kendilerini korudular hem de yer altı ve yer üstü su kaynaklarını korudular.

Bu ülkeler aslında sadece giysi veya kumaş değil, sanal su ithal edilmiş oluyor

Günümüzde tüketim çılgınlığı arttıkça su kaynaklarımızı da bilinçsiz kullanmaya başladık.

Öncelikle bunun önüne geçmeliyiz.  Ülkeler su kaynaklarını nasıl kullanacaklarını planlamak zorundalar. Ona göre dünya nüfusu fazla değil, kaynaklar doğru kullanılırsa su herkese yeter. Ancak en büyük tehdit insanların aç gözlülüğü ile aşırı tüketim hevesi.

Haritada parmak ucumuz kadar büyük göllerimiz kurudu ve gelen tehlikenin farkında değiliz.

Hızlı Moda/Hızlı Tüketim sarmalı sadece suları, çevreye zarar vermekle kalmıyor. Batı’nın ve kısmen bizim tüketim hırsımız tatmin etmek için düşük ücretle ve gayri insani koşullarda işçi çalıştırılıyor. Köle gibi çalıştırılan çocuk işçiler ayrı bir sorun ve ahlaki problem. Çin’de Uygur Türklerinin zorla tutulduğu kamplarda üretilen tekstil ürünlerine önde gelen dünya markalarının ambargo koyduğunu kaçımız biliyoruz.

Bunların dışında küresel ısınmanın başlıca sebebi olan karbon emisyonunu azaltmak için dünyadaki çevre örgütleri çalışıyor, hükümetleri zorluyor.

“Hızlı Moda” küresel ısınmayı tetikleyen karbon salınımının önemli bir unsurudur. Dünyadaki çevre kirliliğinin yaklaşık %10’nun sebebi moda/tekstil endüstrisidir.

Mature Reviews Earth&Environment dergisinde yer alan bir makalede, “Moda endüstrisinin endüstriyel su kirliliğinin %20’sinden sorumlu. Ayrıca okyanuslardaki mikro plastiğin %35’ine neden oluyor” bilgisi yer alıyordu (The environmental price o fast fashion, 7.04.2020. Aktaran HBT, sayı 213, 24 Nisan 2020).

Söze gelince hepimiz çevreciyiz. Gerçekten çevreciysek, gerçekten ülkemizi ve dünyamızı seviyorsak

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı

Reklam Engelleyici Algılandı

TeksArge olarak, tekstil sektörüne değer katacak yenilikleri sürekli araştırıyor ve en güncel bilgileri sizinle paylaşıyoruz. Bu platformu ayakta tutan en önemli destek, reklamlardan elde edilen gelirlerdir. Reklamlarımızı, sizlere en iyi deneyimi sunmak adına, mümkün olan en az rahatsız edici şekilde yerleştirmeye özen gösteriyoruz. Sizden ricamız, bu değerli içeriği sürdürebilmemiz için reklam engelleyicinizi kapatarak bize destek olmanızdır. Desteğiniz, tekstil sektöründeki gelişmeleri size ulaştırmaya devam etmemize katkı sağlayacaktır.