Değerli okuyucular, İş insanları olarak daha bundan on beş yirmi yıl öncesinde hiçbirimizin bilmediği birçok yeni kavramla karşı karşıyayız. Üstelik bu kavramlar önceleri hepimize biraz fantastik, biraz abartılı, sanki çok da önemli olmayan ve bizi çok da ilgilendirmeyen şeyler gibi de algılanmıştı. Ancak bugün geldiğimiz noktada bu kavramlar artık küçük büyük birçok işletmeyi çok yakından ilgilendiren önemli unsurlar haline gelmiş durumdadır. Bu sayıdaki yazımızda yine son zamanlarda çıkan yeni bir kavramdan söz edeceğiz; “İkiz Dönüşüm “ (“Twin Transition “)
İKİZ DÖNÜŞÜM NEDİR?
İkiz dönüşümü açıklamak için öncelikle yeşil dönüşüm ve dijital dönüşüm kavramlarına kısaca açıklamakta yarar vardır.
YEŞİL DÖNÜŞÜM
Yeşil dönüşüm, üretim süreçlerinde karbon emisyonunun azaltılması, daha az doğal kaynak kullanılması, çevreye daha az zarar verilmesi için iş modellerinin sürdürülebilir iş modellerine dönüştürülmesi olarak tanımlanabilir.
Günümüzde ortaya çıkmış olan çevre ve iklim problemlerinin önümüzdeki yıllarda çok daha büyük boyutlara ulaşmasını engellemek için küresel çapta karbon emisyonunun büyük ölçüde azaltılması gerekiyor. Son 15 yıl içerisinde karbon emisyonunun %10 civarında azalması bu konudaki motivasyonu arttırmıştır.
DİJİTAL DÖNÜŞÜM
Günümüzde iş süreçlerinde artık Endüstri 4.0, elektrikli araçlar, akıllı cihazlar, nesnelerin interneti, siber sistemler, sensor sistemleri , yapay zeka, makine öğrenmesi , derin öğrenme , blok zincir gibi birçok dijital kavramlar ve teknolojiler ortaya çıkmıştır. İşletmeler bu yeni dijital teknolojileri kullanarak artık iş yapma şekillerini değişmek zorundadırlar.
İKİZ DÖNÜŞÜM
İkiz dönüşüm, yeşil dönüşümün gerçekleşmesinde dijital dönüşümün kolaylaştırıcı ve çok önemli bir faktör olduğunu göz önüne alan bir anlayış gereği, bu iki sürecin birlikte ve birbiriyle entegre olarak yürütülmesiyle ortaya çıkan bir kavramdır.
Yukarıda belirtildiği gibi, Yeşil dönüşüm, bütün sektörlerin İşlerini yaparken, çevreye olan zararlarını en aza indirmelerini ve doğal kaynakları mümkün olduğunca az tüketmelerini hedefleyen bir süreçtir. İşletmeler yeşil dönüşüm gereği sürdürülebilir iş modelleri geliştirirler, enerji verimliliğine önem verirler, karbon salınımlarını ve diğer atıklarını en aza indirmeye çalışırlar.
Dijital dönüşüm ise bütün sektörlerde yapılan işleri dijital teknolojilerle destekleyerek hatta dijital teknolojilerle değiştirerek, bu işleri daha verimli, daha temiz, daha az enerji tüketen ve daha çevre dostu süreçler haline getirmeyi amaçlar
İkiz Dönüşüm ise, yeşil ve dijital dönüşüm süreçlerini birbirleriyle birlikte ve entegre halde kullanarak, iş süreçlerini daha akıllı, hızlı, temiz, çevre dostu ve sürdürülebilir hale getirmek için geliştirilen süreçleri ifade eder.
Yapılan bilimsel araştırmalar sonucunda, yukarıda sözünü ettiğimiz bu dijital gelişmelerin, sürdürülebilirlik, yeşil dönüşüm ve çevre konularına çok önemli katkılarda bulundukları ve bu süreçleri kolaylaştırdıkları ortaya çıkmıştır.
Yani dijital dönüşümün sürdürülebilir üretimin gerçekleştirilmesi için en önemli güçlerden birisi olduğu anlaşılmıştır.
Avrupa Komisyonu da 2023 yılında yayınladığı bir raporla, “İkiz Dönüşüm” kavramından söz etmiş ve şirketlerin karbon ayak izini azaltmak için dijital teknolojileri kullanmaları gerektiğini belirlemiştir. Yeşil teknolojilerin ve dijital teknolojilerin birlikte kullanılmasının, sera gazı salınımlarını da azaltacağı belirtilmiştir.
İKİZ DÖNÜŞÜMÜN İŞLETMELER İÇİN ÖNEMİ
Elbette işletmeler varlıklarını devam ettirebilmeleri için kar etmelidirler. Ancak artık günümüzde sadece para kazanmak ve sadece kar etmek amacında olan şirketler, çevreye zarar verme konusunda, daha az enerji ve daha az doğal kaynak harcama konusunda, topluma ve çalışanlarına karşı sorumlulukları konusunda , hem müşterileri tarafından hem de ulusal ve uluslararası sosyal kuruluşlar ve resmi kuruluşlar tarafından denetlenmektedirler.
Bildiğiniz gibi özellikle Avrupa Birliği sanayide “karbon salınımı” na çok önem vermektedir. Yine “sıfır atık “önümüzdeki yıllarda sanayiciler için kaçınılmaz bir hedef haline gelmiş olacaktır. Bu nedenle bütün işletmeler sürdürülebilir iş modelleri geliştirmek için çalışmak zorundadırlar.
Avrupa Birliği, 2019 da yayınladığı “Avrupa Yeşil Mutabakatı” raporunda 2030’a kadar küresel karbon emisyonunu en az yüzde 55 oranında azaltmayı, 2050 yılında ise “karbon nötr” olmayı hedeflemiştir. (Karbon nötr olmak: bir kişi veya kurumun saldığı sera gazlarını dengelemek ve net olarak sıfır sera gazına ulaşabilmek için, salınan sera gazı miktarına eşdeğer sera gazı salınımına engel olacak projeler gerçekleştirmesi)
Öte yandan çok yakın zamanda küresel boyutta devreye girecek olan “emisyon ticaret sistemleri”, “sınırda karbon düzenleme sistemleri “gibi uygulamalar iş yerlerinin yeşil dönüşümlerini ikiz dönüşüm anlayışıyla gerçekleştirmeleri zorunluluğunu açıkça ortaya koymaktadır.