TEKSTİLDE ÇIKIŞ YOLU TÜRKİYE MARKASI OLUŞTURMAK

Eski kentler ve kasabalarda büyüyenler ÇARŞI kavramını bilirler. Çoğunda da Kapalıçarşılar vardır.

İnegöl ve Bursa’da büyüdüm. Okçular, Çancılar, bakırcılar, kavaflar, saraçlar, bezzazlar, demirciler ve bedestenler… Adıyla anılan çarşılar vardı.

Bugünde benzer çarşılar vardır. Kapalıçarşı’da kuyumcular ve ayakkabıcılar yan yanadır. Pazar Pazarı Caddesi girişinde koskoca ayakkabıcılar çarşısı bulunuyor.

Üstelik Türkiye’nin en büyük bebe konfeksiyonu merkezi Vişne Caddesi Bursa’da bulunuyor.

Bunları neden anlattım. Çarşı kavramı Tüm doğuda aynıdır. Aynı işi yapanlar aynı çarşıda yer alırlar.

Aynı işi yapanların asla birbirlerinden çekinmezler. Bütün imalatçılar kaliteli ve farklı ürün yapmaya çalışırlardı. Belli bir kalite kontrol anlayışı vardı.

Günümüzdeki tekstil firması sahiplerinin çoğu maalesef sanayici anlayışına sahip olmadıkları için bu ortaklık kavramından uzaklar.

Bu bir kültürdü. Ve bu kültür aktarılamadı. Üstelik köy kültürünün hâkim olmasıyla ortak iş yapma kavramı da ortadan kalktı.

1960’lı yıllarda kurulan “Halka açık şirket”ler Türkiye için bir fırsattı. Ama bu konuda bir hukuk oluşturmayan/oluşturmak istemeyen Adalet Partisi iktidarında bu fırsat yitirildi.

Tekstil’de ve ayakkabı da marka yaratma fırsatlarını kaçırdık. Patronlar para kazandıkları sürece FASONCU olmaktan rahatsız olmadılar.

Çok az firma farklı ürün ve yarattıklarıyla markayla “Batıyoruz” söylemleri dışında üretimlerini sürdürüyorlar.

Yapılacak şey belli. Patronlar lüks ve şatafatı bırakacaklar; gerekirse araba ve villalarını satacaklar “Tasarım ve Pazarlama” ofisleri oluşturacaklar. Kalite standartları oluşturacaklar.

Bir araya gelenler bu konuda hazırladıkları metni tüm dünyaya duyuracaklar.

• Üretilen ürünlere Made in Türkiye etiketi konulacak.
• Ucun giysi üretmekten vazgeçilecek.
• Kuracakları bağımsız bir kontrol firmasıyla oluşturan standartlara göre üretim yapılmadığı kontrol edecekler.
• Kuracakları pazarlama firmasıyla hedef pazarlarda alım gücü yüksek tüketici kitlelerine yönelinecek.
• Reklamlar hedef kitleye yönelik yapılacak.
• Daha verimli üretim yapmak için mevcut işletme birikiminden faydalanılacak.
• İşletmelerde çalışacak elemanlar için eğitim merkezi kurulacak.
• Finans modelleri geliştirilecek bu amaçla bankalarla görüşülecek.
• Yeni teknolojiler takip edilecek.