Kültürümüzde Heybe ve Heybecilik
(Home Textile Dergisinden Alınmıştır)
Kültürümüzde Heybe ve Heybecilik
Şahamettin Kuzucular/ Edebiyat ve Sanat Akademisi
Spot:
Heybeler geleneksel dokuma kültürümüzün tüm renklerin ve desenlerin üzerinde saklayan kültür hazineleriydi. Modern yaşamda kullanımdan düşen heybeler bu gün için otelleri, motelleri, müzeleri, şark odalarını süsleyen nostaljik bir meta olarak kalmış durumdadır.
Heybe; kıl, yün ve kendir lifinden dokunan içine çeşitli şeyler koyarak eşya taşımaya yarayan iki gözlü dokuma çanta olarak adlandırılabilecek geleneksel bir eşyadır. Heybe, omuza veya at, eşek, bazı bölgelerde de öküz sırtına konabilecek şekilde dokunan geleneksel bir çantadır. Binek hayvanının eyeri üzerine, insan boynuna geçirilmeye ya da omuzda taşınmaya uygun olarak tasarlanmış bir yapısı vardır. İçine öteberi koymaya yarayan, kilim ya da halıdan yapılmış iki gözlü torba olarak da tarif edilebilecek birbirine bağlanan çiftli çanta; desenli, motifli veya düz şekilli dokuma torbadır. Heybelerin sapı omuza geçirilebilen tek gözlü türleri de yapılmıştır.
Yapılışı yönünden hem binek hayvanlarının semerlerine takılarak hayvanın her iki yanında dengeli bir şekilde durmasını sağlayacak; hem de iki gözüne bir şeyler koyacak şekilde tasarlanmışlardır. Köy kültürünün ve yaşamının ortaya çıkarttığı ihtiyaçların bir ürünü olarak oluşan heybe bir yerden bir yere giderken yolcunun ihtiyaç duyacağı öteberiyi taşımak gereğinden ortaya çıkmıştır.
Heybe, omuza veya at, eşek, bazı bölgelerde de öküz sırtına konabilir. Heybenin iki gözü arasındaki kısmın ortası ekseriyetle yarık olur. At, merkep veya katırın sırtındaki eyerin kaşına takılıp, iki gözü yanlardan aşağı sarkıtılarak dengeli durması sağlanır. Omuz heybeleri ise daha küçük olup, delik kısmından boyuna geçirilir.
Heybe daha çok köylerde kullanılmış, hala da bazı köylerimizde kullanımı devam eden bir ev gerecidir. Heybe bir gözü arkada bir gözü önde veya her iki gözü hayvanın iki tarafında dengede duracak şekilde hazırlanmış bir tasarımı bulunur. Heybeye tarlaya, bağa, bahçeye giderken, yiyecek ve içecekler konduğu gibi küçük eşyalar da konur. Pazardan alınan yiyecekler de heybeye konarak taşınır.
UNUTULAN BİR GELENEK: HEYBECİLİK
Yine bugün kaybolmaya ve unutulmaya yüz tutmuş el sanatlarımız arasındadırlar. Heybecilik (cecim), kuşak ve kuşak bağı, kilimcilikte kullanılan tezgah ve tekniklerin benzeri ile yapılmakta idi. Cecim genellikle yüklerin taşınmasında ambalaj olarak, kışlık yiyeceklerin kurutulmasıyla sergi olarak, yün çırpılması ve kurutulmasında da sergi olarak ayrıca sofa ve avlularda sergi olarak kullanılmaktadır.
Geleneksel heybeler, kilim ve halı desenleri ve kilim dokuma teknikleri ile elde dokunan eşyalardır. Kilimlerde kullanılan motiflerin bazıları heybelerin üzerinde bulunmaktadır. İçerisine eşya konulan torba kısımları düz dokuma ile dokunan bağlantı bölümüyle birbirine bağlanır. İçine eşya konulan torba şeklindeki bölümlerin yüzeyleri renkli ipler ve kilim desenleri ile kilim ve yastıklarda kullanılan motiflerle işlenmiştir. Torbaları birbirine bağlayan bağlantı dokuma kısmının tam ortası boyna veya semer çıkıntılarına geçebilecek şekilde yarık olarak yapılmıştır. Bu yarık her iki torbalık veya hurçluk kısımlarını dengede tutacak biçimde ve tam ortada yer alır.
Heybelerin kenarları püsküllü renkli ipliklerle süslenmiş olabilir. Hatta bazı heybelerin püskülleri boncuklarla da tezyin edilmiş olabilmektedir. Köy yaşantısının bir zamanlar vazgeçilmez aksesuarı olan heybeler gündelik taşıma işine uygun bir araç gereç olarak kullanılsa bile kadınlarımız tarafından bir çeşit sanat eseri, dokuma sanatı olarak kullanılmıştır.
Heybelerde kullanılan dokuma teknikleri kilimlerde kullanılan tekniklerin aynısıdır. Fakat heybelerin yapımında kullanılan araç ve gereçler kilim yapımında kullanılan araç ve gereçlerin minyatürleridir.
Göçerlik ve köy yaşamının bir zamanlardaki en önemli eşyalarından biri olan heybe At, deve, eşek, katır benzeri hayvanların sırtlarına yüklenebilecek veya insanların da taşıyabileceği şekillerde ve ebatlarda yapılırdı.
Heybelerin üzerine dokunan motifler genellikle iri boyutlu geleneksel kilim motifleri olurdu. Hayvanlar ve develer üzerine konulacak şekilde yapılmış olan heybeler daha büyük ebatlarda üretilirken eşek, at ve katırlar için üretilen heybelerin bağlantı kesimi daha uzun yapılır ve orta boyda imal edilirdi. Heybelerin gözlerinin yüzüne halı ve kilim motifleri dokunmaktadır. Heybelerde kullanılan motifler daha ziyade uzaktan da seçilebilecek büyük ebatlı motiflerdir. Dokuma yastıklarda tercih edilen motifler ile heybelerde tercih edilen motifler birbirlerine çok benzer. Heybelerin hepsi bu motiflerle süslenmiş olarak dokunmayabilir. Bazıları sadece düz dokuma şeklinde de olabilir. Buna rağmen Anadolu heybelerinin çok bir kısmı süslü, desenli ve motiflidir. Heybelerin kenarları ara ara bağcıklar ve püsküllerle süslenir. Hatta bazı heybelerin püskülleri üzerinde boncuklar da işlenmiştir. Bu boncuklar genellikle nazar boncuklarıdır. Bu boncuklar heybeyi taşıyan hayvanı, insanları veya aileyi nazardan korumaya yöneliktir. Heybelerin ağızları bağcıklarla kilitli olanları da vardır. Heybelerin üzerine dokunan motiflerin ilettiği mesajlar da vardır. Dokumalardaki motifler evlilik, gelinlik, hamilelik, bereket, mutluluk, yas gibi mesajlar vermektedir. Bu mesajlar heybelerin dokunduğu zamandaki dokuyan genç kadın veya kızın içinde bulunduğu durumları ortaya koymaktadır.
Ne şekilde veya ne amaçla yapılırsa yapılsın heybeler geleneksel dokuma kültürümüzün tüm renklerin ve desenlerin üzerinde saklayan kültür hazineleriydi.
Modern yaşamda kullanımdan düşen heybeler bu gün için otelleri, motelleri, müzeleri, şark odalarını süsleyen nostaljik bir meta olarak kalmıştır.